CENOVA GEZİSİ PORTOFİNO AŞKI

Genova İtalya'nın kuzey batısında kalan liman kenti. Avrupa'nın 2.büyük liman kenti arasında bulunuyor. Ceneviz cumhuriyetine başkentlik yapmış şehir. Cenovalı kaşif gezgin Christof Colombo'nun doğduğu ve yaşadığı şehir. Antik limanı, tarihi, sanat eserleri, doğal güzellikleri ile M.Ö.5. ve 6. yy a kadar uzanan Ortaçağ kentlerinden. Dünyanın ikinci büyük akvaryumu ise burada bulunuyor. 

13.yydan kalma gotik desenleriyle ünlü San Larenzo Katedrali şehrin merkezinde yer alıyor. San Larenzo meydanında ise sanat eserleri, şarkı söyleyen, sokak performansları ile sanatçılar yer almakta. Cenova'da şehri yürüyerek gezebiliyorsunuz. Meydandan yukarı doğru çıktıkça sokak tabelaları nereye gitmek istiyorsanız size yol gösteriyor.

San Larenzo Katedralinin yanındaki yoldan yukarı doğru çıktığınızda sola dönünce Cenovanın ünlü Ferrari Meydanı (Piazza de Ferrari)ye ulaşmanız mümkün. Aynı zamanda Düklük Sarayı da burada bulunmakta olup, şimdi sanat ve kültür binası olarak kullanılmakta. 

Genova Palazzo Ducale'de ise sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapmakta. Christof Colombo'nun doğduğu evi ve çocukluğunda yaşadığı evi ziyaret etmeden geçmeyin. İçerisi müze haline getirilmemiş ve restorasyonu yapılmamış. Daha ileride ise şehrin giriş kapısı Porto Sapronayı görebilirsiniz.

Genova'da Stanley Kublick'in fotoğraf sergisini gezme şansını yakaladım. Stanley Kublick filmlerini izleyip de hayran olmamız mümkün değil. Spartaküs, Lolita, Fullu Metal Jacket, Otomatik Portakal, Cinnet, Gözleri Tamamen Kapalı müthiş filmlerdir. Bu sergide Stanley Kublick'in 1946-1950 yıllarında çekmiş olduğu fotoğraflar yer almakta. Toplam 160 tane fotoğrafın orjinal negatifleri ise New York Müzesinde bulunmakta. 20yy. ın Amerikan fotoğrafçılığının en güzel eserlerini buldum. Galeri de ise fotoğraf çekimi yasak. Giriş ücreti yetişkinler için 10 euro, 65 yaş üstü, 18 yaş ve altı, 25 yaşına kadar öğrenciler için 8euro.

PORTOFINO

Portofino için şarkılar bestelenmiş. Şirin ve tarihi bir kasabada renkli evleri, daracık sokakları, tertemiz denizi ve sıcak kanlı insanları için mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Portofinoya Cenovadan otobüs veya tekne ile ulaşıyorsunuz. Tren ile gitmek istiyorsanız Cenova Brignole tren istasyonundan Santa Margherita Ligureye gitmeniz gerekli. Tren bileti 3,4euro ve yaklaşık yarım saat sürmekte. Buradan 82 nolu otobüs ile yine yarım saat süren yolculukla Portofinoya ulaşmanız mümkün. Genova'dan direk otobüs ile ulaşmak isterseniz 42 ve 31 numaralı otobüs ile de ulaşmanız mümkün yarım saatte ulaşabiliyorsunuz. Taksi ile gidebileceğiniz gibi araç kiralayarak da gidebilirsiniz. Ben otobüs ile seyahat etmeyi tercih ettim. Bilet ücreti ise 3euro.

Sahil boyunca denizin tadını çıkarmak isterseniz plajlarda yer almakta. Portofino içerisinde ise trafiğe kapalı bir alan. Küçük bir kasaba olduğu için ise her yeri yürüyerek gezmeniz mümkün. Bir cafede oturup kahve içeceğiniz gibi yukarı doğru yürüdüğünüzde Portofinoya tepeden bakabilirsiniz. Manzaranın muhteşem güzelliğinde yürüyüşten sonra dinlenme için ideal. Aynı zamanda tepede bir kilise ve mezarlık bulunmakta.San Giorgio kilisesinde önemli din adamlarının ve kasabanın önemli kişilerinin mezarlıkları bulunmakta. Mezarlığın bir özelliği ise portofinoda arazi sıkıntısından dolayı mezarların üst üste yapılmış olması. 

Portofino gezinizde dönüşte otobüs saatlerini mutlaka kontrol edin. Belli bir saatten sonra ulaşım yok. Yoksa burada kalmanız olası.

Keyifli gezileriniz olsun.

Şule Solak

MONACO GEZİSİ

Monaco Avrupa'da çok sevdiğim ülkelerden birisi. 35.500 nüfusa sahip Akdeniz kenarında kurulu, refah seviyesi yüksek, sevimli ve sıcak, monarşi ile idare edilen prenslik. Yüzölçümü Vatikan'dan sonra gelen Avrupa'da en küçük bir ülke. Monaco adını,  şehrin sokaklarında düzenlenen Formula 1 yarışları ve dünyaca ünlü kumarhaneleri ile mutlaka duymuşsunuzdur.  Özellikle yurt dışından gelen turistik büyük gemiler ve tekneler limanda bulunuyor. Fransa ile sınırı bulunmakta. Ben seyahatimde İtalya Genova'dan bir günlüğüne Monaca, Monta-Carlo ve Nice kıyılarına seyahat yaptım.

Monaco caddelerini, sokaklarını, sarayını ve katedrali ziyaret ettiğinizde Grace Kelly ismine çok sık rastlarsınız. Grace Kelly ile Monaco prensi III Rainer evliliğinde Monaco adı daha çok duyulmaya başlanmış. 20.yy da bir aşk hikayesi anlatılacak ise o da Grace Kelly'dir diyebiliriz. Grace Kelly ABD'nin ünlü aktristi. Alfred Hitchock'un bir çok filminde oynamış, evlendikten sonra sinemaya veda etmiş. Grace Kelly'nin düğünü Monaco Katedralin'de yapılmış. 290 metrelik gelinliği ile 3000 kişi düğüne katılmış, dünyada 30 milyon kişi canlı olarak izlemiş. 2 kız ve 1 oğlu olmuş. 1982 yılında Fransa kıyılarında geçirdiği bir trafik kazası sonunda vefat etmiş. Eşi ise III.Rainer 2005 yılında vefat ettikten sonra hala oğlu II. Albert prensliği yönetiyor. Fontvieille bölgesinde bir gül bahçesi Kelly adına düzenlenmiş

Monaco prensliğinde trajik olayların yaşanmasının altında bir kehanetin varlığından şüphe ediliyor. Monaco Prensliğinin Grimaldi Lanetin'den kurtulamadığı söyleniliyor. Her aşk filminin sonunda "Sonsuza kadar mutlu yaşıyorlardı" kelimesi maalesef bu prenslik için geçerli değil. Kraliyet ailesi 700 yıldır peşinden bırakmayan grimaldi lanetine maruz kalıyor. Francesco Grimaldi Monaco kayalığını ele geçirdikten sonra cadıları öldürmeye başlamış, sevgilisine de bir cadı olduğu gerekçesi ile öldürtmüş. Ancak sevgilisi flaman cadısı Grimaldi ailesinden olanların asla gerçek mutluluğu bulamayacakları gerekçesi ile lanetlemiş. Monaco krallığının ise geçmişi maalesef ihanet, boşanma, trafik kazaları, trajik olaylarla dolu.   

                             

 Monaco7nun Monte Carlo bölgesi ise ünlü casinoları ile dolu. Sadece kumar oynamak için gelen turistler var. İçeriye giriş ücretsiz.

 Monaco grand prix formula yarışları ise Monaco'nun dar ve kıvrımlı sokaklarında yapılıyor. 3337 metrelik pisti bulunmaktar. Ünlü formula pilotu Michael Schumacher'in bile yarışlarda bu pistte yarış dışı kalmış. Yarışı kazanan pilot ise altın harfle tarihe geçiyor çünkü bu pist zorlu olması sebebi ile yarışmacılar tarafından kazanılması ayrıca önemli. Formula 1 yarışmaları Monaco Otomobil Kulübü tarafından organize ediliyor. Yol boyunca Akdenizin pırıl pırıl havasına ve doğa güzelliklerine hayran kalmanız mümkün.

JARDIN EXOTIQUE DE MONACO 

84 yıldır ziyaretçilerini ağırlayan Monaco Egzotik bahçesini mutlaka gezin. Monaco'nun tepesinden aşağıya doğru inen kayalıklar da oluşturulmuş zengin bitki çeşitliliği barındıran huzurlu bir yer. Bahçenin aşağısında bir yeraltı mağarası bulunmakta.   Egzotik bahçe 1933 yılında halka açılıyor. 

Hem manzarası hem da çiçek, kaktüs, ağaç çeşitlilikleri ile muhteşemliğini hakediyor. Meksika, Orta ve Güney Amerika, Arap Yarımadasından, güney ve doğu Afrika'dan zengin bitki ve çeşitlerini görebilirsiniz. Nisan ayında düzenlenen kaktüs fuarını da gezebilirsiniz. İstasyona 20 dakikalık bir yürüyüşle bahçeyi görebilirsiniz. Benim vaktim olmadığı için mağarayı gezemedim. 

ZİYARET SAATLERİ:

19 Kasım-25 Aralık tarihleri haricinde her gün açık. Kasım-Aralık-Ocak  09.00/17.00 saatleri arasında Şubat-Mart-Nisan 09.00/18.00 saatleri arasında Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül 09.00/19.00 saatleri arasında  ziyaret edebilirsiniz. Yetişkinler için bilet ücreti 7euro öğrenci ve 18 yaş altı çocuklarda 3.80 euro. 

MONACO ULAŞIM:

Monaco İtalya Genova'dan otobüs ile 3,5 saatlik uzaklıkta. Flixbus yada Ouibox ile 9 euro ulaşabilirsiniz. Tren ile gitmek isterseniz trenitalia ile 2.5 saatte yaklaşık 30 euro ile ulaşabilirsiniz. 

Keyifli gezileriniz olsun.

Sevgiyle kalın.

Şule Solak

AMASYA FERHAT ŞİRİN AŞIKLAR MÜZESİ

BİR AŞK HİKAYESİ FERHAT İLE ŞİRİN

Nesilden nesile aktarılan hikayeler vardır. 1001 gece masalları, dede korkut hikayeleri, ergenekon destanı, doğruluğunu bilemesek de yazılı kaynaklara ulaşmak da bazıları için güçtür. Yıllar önce Tokatta görev yaptığım zamanlarda Amasya ilini de gezme şansım olmuştu. 2004 yıllarında Amasya'da Ferhatı'ın oyduğu dağları gezmiştim. Şimdi ise Amasya Belediyesi buraya 2013 yılında bir müze ve etrafında park yeri ile kafeterya yapmış. Ben de tekrar keyiflice gezme şansı yakaladım.

Gelelim Ferhat ile Şirin'in hikayesine: Ferhat meşhur bir nakkaş.  Sultan Mehmene Banu'nun kız kardeşi için bir köşk yaptırır. Köşkün süslemelerine ise Ferhat'a yaptırır. Ferhat bu esnada Şirin'i görür ve sevdalanır. Sultan'a haber gönderen Ferhat Şirin'i ister. Sultan ise kız kardeşini vermemek ve oyalamak için Elma Dağına delik şehre su getirmesi için şart koyar. Ferhat ise Şirine kovuşmak için dağı delmeye başlar.  Ferhat dağı delip bitirmesine az kalır ancak Sultan Mehmene Banu Ferhat'ın yanına yaşlı dadısını gönderip Şirin'in öldüğü haberini ulaştırır. Ferhat da bu haber üzerine elinde tuttuğu külüngü havaya atar ancak düşen külünk başına isabet eder. ve Ferhat ölür. Ferhat'ın ölüm haberini alan Şirin ise olayın geçtiği dağa gider. Ferhat'ın öldüğünü görünce acıya dayanamaz ve kayalıklardan yuvarlanarak kendini aşağıya atar ve oracıkda kendisi de ölür.  Birbirlerine kavuşamayan sevgilileri kayalıkların yanında yanyana gömerler.  

Ferhat ve Şirin adına yaptırılmış iki tane de mezarlık vardır. Ferhat'ın su kanalı dağın eteğinde yaklaşık 1 metreden 50cm kadar oyuklardan oluşmakta. Biraz tehlikeli de denebilir, çünkü yukarıdan aşağıya yuvarlanan taşlar da bulunmakta.

Ferhat ile Şirin Aşıklar müzesinde temsili olarak sevgililer canlandırılmış. Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juilet Mimar Sinan, Aşık Veysel, Dadaloğlu, Aşık mahsuni Şerif, Karacaoğlan, Anadolu'da yavuklu kültürü, İlahi Aşk bölümleri oluşturulmuş. 

Candan Erçetin'in Git şarkısının sözlerinin yazarı ve birçok sanat müziği ve Orhan Gencebay eserlerinin söz yazarı Cemal Safi'nin şiirini Müze'nin girişinde paylaşmışlar:

BENİM ADIM AŞK

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim!
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim

Niceler sultandı, kraldı, şahtı;
Benimle değişti talihi bahtı;
Yerle bir eyledim tac ile tahtı;
Akıl almaz hünerlerim var benim.

Yeryüzünde ben ürettim veremi;
Lokman hekim bulamadı çaremi;
Aslı için kül eyledim Keremi;
İbrahimin atıldığı kor benim.

İlahimle Mevlanayı döndürdüm;
Yunusumla öfkeleri dindirdim,
Günahımla çok ocaklar söndürdüm,
Mevla'danım; hayır benim, şer benim,

Bülbül benim lisanımla ötüştü,
Bir gül için can evinden tutuştu,
Yüreğine toroslardan çığ düştü,
Yangınımı söndürmedi kar benim.

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
her oyunu bozan gizli zor benim.

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di;
Hatırım için yüce dağlar delindi;
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi;
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim,

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Enbiyanın yüzündeki nur benim

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Cemal SAFİ

Eğer isminiz yok ise Ferhat sizin için dağları delmeyecek... Ben aradım ismimi bulamadım(((:

Amasya'ya yolunuz düşerse merkezden 1 veya 2 numaralı minibüslerle 1TL'ya müzeye ulaşmanız mümkün. Yaklaşık 15 dakikalık yolu var. Müze Kart geçmemekte. Amasya Belediyesine ait bir müze. Giriş ücreti ise 5TL 12 yaş altı ücretsiz, öğrenci 2TL. Pazartesi günleri kapalı. 09.00-18.00 saatleri arası açık. 

Keyifli gezileriniz olsun,

Şule Solak

AMASYA GEZİSİ KRALKAYA MEZARLARI VE KIZLAR SARAYI ÖREN YERİ

Amasya, Orta Karadenizde yer alan Kurtuluş Savaşının ilk adımının atıldığı, şehzadelerin vali olarak görev yaptığı bir şehirimiz. Harşena dağının eteklerinde yeşilırmak vadisi boyunca yer alır. Amasya'ya Tokatta görev yaptığım zamanlar defalarca gittim. Sanırım şehir kendini özletmiş olacak ki haftasonu kaçamağı olarak Amasya'ya gittim. Pegasus ve THY'larının Amasya Merzifon'a uçak seferleri mevcut. İstanbul'dan ise 50 dakikada Amasya'ya Merzifona ulaşıyorsunuz. Merzifon Havalimanından Amasya Merkeze ulaşım 1.5 saat sürüyor ve sadece 10Tl. Amasya çok eski bir şehir ve gezmek için ise doğası, müzeleri, mutfağı, eğlence mekanları ile haftasonları Samsun,  Tokat ve Ankara, İstanbul'dan gelen misafirleri ağırlıyor. 

Amasya'da Helenistik dönemde, İÖ 333'den İÖ26'ya kadar başkentlik yapmış şehirde Pontus krallarına ait Kral Kaya Mezarları bulunmaktadır. Kalker kayalara oyularak yapılan 21 tane mezar vardır. Amasya merkeze geldiğin zaman saat kulesinin aka kısmından yürüyerek Kral Kaya mezarlarına ulaşıyorsunuz. Yukarı çıkmak için birçok merdivenlerle ulaşıyorsunuz. En tepedeki kral kaya mezarına kadar merdivenle ulaşım mümkün. Kaya mezarlarının içerisinden nehre kadar uzanan tünellerin var olduğuna inanılıyor. Ancak hala toprak altında ziyaretçilere açık değil.

Kral Kaya Mezarlarını ve Kızlar Sarayını görmek ise Müzekartınız var ise ücretsiz. Haftanın her günü açık. Kültür ve Turizm Bakanlğına ait birer açık hava müzesi. Kızlar Sarayının içerisinde ise bir cafe bulunmakta. Dinlenmek ve şehrin yukarıdan fotoğrafını çekmek için güzel bir mekan. 

Kızlar Sarayı üzerinde ise üçlü kral kaya mezarları bulunmakta. 1075 yılında Amasyayı fetheden Melik Ahmet Danişment tarafından mezarların içindeki gömüler kaldırılmış. Hristiyan keşişler o dönemlerde bu mezarlıklarda inzivaya çekilirmiş. Kızlar Sarayı hamamları ise iki tane. 14.yy da yapılmış olan saray hamamları çeşitli zamanlarda onarım görmüş ve 19.yy kadar kullanılmış. Ancak maalesef harabe halinde. Şehzadelerin kalmış olduğu saray yıkılmış ve nerede olduğu bilinmemekte. Bir rivayete göre bu sarayda yaşadıklarına inanılıyor.

Amasya kalesi ise Harşena kalesi adıyla anılıyor. Amasya kalesi denizden 700 metre yükseklikte bulunmakta. Kaleyi Pontus kralı Mithridates yaptırmıştır. Persler, Romalılar, Pontus ve Bizanslılar tarafından birçok kez saldırıya uğramış ve tahrip olmuş. Kale 1075 yılında Türklerin fethetmesinden sonra birçok kez onarım görmüştür. 18.yy dan sonra önemini yitirmiştir. Kalenin içerisinde sarnıçlar, su depoları, Osmanlı dönemine ait hamam kalıntıları var.

Keyifli gezileriniz olsun,

Sevgiyle kalın,

Şule Solak

ÇOCUKLA NASIL SEYAHAT EDİLİR?

Gezgin bir babanın kızı iseniz sizin de gezgin olma olasılığınız yüksek. Ben hala babamın gezebildiği ülkelere gidemedim. İngitere'den Suudi Arabistan'a uzanan 1970-1990 yıllarını kapsayan yolculuklar. Hala babamdan tavsiyeler alıyorum. Yol göstericim benim. Çocukken de kardeşlerimle bizi gezdirmeyi çok severdi. Yazın denizde çadır ile kamp kurardık. Türkiyenin birçok yerini gezdirmiştir. Yıllar sonra sanırım aşı gibi sizde eser bırakıyor. Ben de çocuğu olan bir anne olarak seyahat etmeyi hiç bırakmadım. Seyahatlerimi araba, tren, uçak ve gemi ile de gerçekleştirdim. Zor gibi gözükse de avantajlı yanları da var. Şimdi ise tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gezmeyi seven insanlar kendilerine yük olmaması için yalnız dolaşmayı tercih ediyorlar. Ailece gezilerbir veya  iki çocuk var ise daha da zorlaşabiliyor diye düşünülebiliyor. Masraflar biraz artsa da, eşinizin de gezmeyi seven bir yapısı var ise daha keyifli hale gelebilir. Çocuğun yaş grubuna göre ise tatil planlarınız değişiklik gösterebilir. Otellerin ve havayolu şirketlerinin çocukların yaş gruplarına göre indirimleri olabiliyor. 12 yaşına kadar ücretsiz otel seçenekleri mevcut. Havayolu şirketleri ise 7günlük-2 yaş ücretsiz. 2-11 yaşına kadar indirimli, aile indiriminden de faydalanabileceğiniz seçenekler sunmakta.

Gezgin bir kadınsanız çocuğunuz da sizin gibi gezgin bir çocuk olacaktır. Çevreye insanlara hayvanlara daha duyarlı hale gelecektir. Yaşıtlarına göre hayat tecrübesi ve deneyimi dünyayı algılama yeteneği yüksek olacaktır. Bu ise çocukta avantajı doğurur.

Anne adaylarına ilk tavsiyem ise benim gibi bebeğini emzirmesi olacak. Çünkü yolculuk esnasında her an sıcak biberon şişesi ile dolaşmanız imkansız. Benim kızım bir haftalık iken Zonguldak'tan Düzce'ye seyahat yaptım. Sonrasında ise İstanbul'a geldim. Dolayısı ile bebeğin emzirilmesi hem vitaminlerin doğal yoldan alınması, sağlıklı büyümesi, psikolojik güven vermesi açısından hem de yolculuklarda rahat edebilmeniz açısından gerekli.

İlk altı ay içerisinde ise sadece anne sütü ile beslemeyi lütfen ihmal etmeyin. Anne sütünün arttırılması için ise bol bol su içmeniz yeterli. Baklagillerden ise biraz uzak durmanız da fayda var çünkü bebeğiniz de gaz oluşması sancıya yol açabilir. Yolculuk esnasında huysuzlanan bir bebek görmek istemezsiniz? Bebeklerin ağlaması için ise ya altlarının ıslak olması yada acıkmış olması gerekiyor. Eğer hasta değilse tabii. 

Yolculuk öncesi bebek çantasında bulunması gerekenleri söyle sıralayabiliriz:

1- Bebek bezi

2- Yedek kıyafet

3- Su şişesi

4- Birkaç oyuncak 

5- Mevsimine göre hırka, mont

6- Mevsimine göre şapka

7- Durumuna göre bebek arabası, puset yada kanguru

8- Islak Mendil

9- Havlu kağıdı

10- Alt temizliği için pudra

11- Allerjik yapıda ise altı için zeytinyağı

12- Böcek sokmalarına karşı ilaç

13- Ateş düşürücü bir ilaç

14- Bebek yastığı

15- Bebek battaniyesi

Yolculuk öncesinde ise bebeğinizin aşı durumlarını mutlaka kontrol edin. Doğum esnasında ve sonrasında düzenli olarak yaptırılan aşılar var, Bu aşıların bazıları ilkokulda bile yaptırılıyor. Aşı kartlarını kotrol ederek zamanında aşılarını yaptırın. Aşı yapılan bebek huysuzlaşabiliyor, ateşi de doğal olarak çıkabiliyor. Seyahatlerinizi birkaç gün ertelemeniz yerinde olabilir. Eğer Türkiye'de iseniz başka bir şehirde de yaptırmanız mümkün.

Benim gezgin kadınlara tavsiyem öncelikle bir ilk yardım eğitimi almaları. Bebeğin ağzına birşey kaçtığında heimlich eğitimi bilmeniz, boğulmalarda, yanıklarda, ev kazalarında olabilecek kazalarda nasıl davranabileceğinizi öğrenmenizde fayda var. Senin var mı eğitimin diye sorarsanız? Evet var, kızımı büyütürken de çok faydasını gördüm, çalıştığım zaman ise 112nden önce insanlara faydam oldu. Bence ilkokuldan itibaren herkese ilk yardım eğitiminin verilmesi.

Bebeğin allerjik durumunun olup olmadığını bilmenizde faydası olacaktır. Eğer benim kızım gibi 1.5 yaşına arı diyebiliyorsa ne mutlu. Bebek daha konuşamayacağı ve kendisini ifade edemeyeceği için arı veya böcek sokmasına karşı mutlaka allerjisini test ettirin. 

Deniz tatili ise bebeklerin ve çocukların en sevdiği tatillerden. Eğer bebeğinize sudan korkmamasını öğrettiyseniz, altı aylıktan itibaren denize girebilir. Tabii öğlen saatlerine mutlaka dikkat edin. Sabah saatleri ile öğleden sonra denize girmenizde fayda var. Öğlen uykusunu ise gölgede yada otelde uyuyarak geçirebilirsiniz. Çocuğunuzla beraber kumdan kaleler inşa etmek, dalgalarla oynamak eğlenceli olacaktır.  

Gittiğiniz gezilerde ise hayvanları sevmesinden korkmayın. Tabii önce siz korkmayın lütfen. Hiçbir hayvan sizi ısırmıyor.:))) Öncelikle doğa ve hayvan sevgisini öğretin. Ve hiçbir canlıya zarar vermemesini. Kızım hep kedilerle köpeklerle dost oldu. Hamster yetiştirdi. Su Kaplumbağası, muhabbet kuşu, tavşanı oldu. Kendisi baktı. İnanın ne kedi tüyü boğazına kaçıyor ne de ısırılıyor. Şimdi sokak hayvanlarını bile sarılıyor. Lütfen önce siz korkmayın ve çocunuza da bunları aşılamayın. Dünya yüzeyinde her canlının yaşama hakkı var. Almanya'da türkçe yazılan Çimlere Basmayın levhasını görmüşsünüzdür. Alman çocukları değil Türk çocukları bastığı içiğn. Kuralları öğretin ve de çiçek koparılmaması gerektiğini. 

Yolculuk esnasında kitaplardan yada televizyonlardan görebileceği doğa hayatını bizzat görerek ve yaşayarak tanımasına şans verin. Hem kendinizi geliştirin hem de çocuğunuzu. Ben yurtdışı seyahatlerimin bir kısmını kızım ile yaptım. Şimdi kendi tek başına seyahatler yapıyor. Dünya vatandaşı olmanın yolunu açın. Hem siz hem çocuğunuz kazanacaktır.

Çocuğunuzla beraber keyifli gezileriniz olsun.

Sevgiler,

Şule Solak